BİR KISSA BİN HİSSE

Medine-i Münevvere’de bir Ramazan gecesi Harem-i Şerif’te teravih namazı kılıyorduk. 1991 yılındaydı.. Harem’e yeni tayin edilmiş olan İmam Şeyh Eyyub kıldırıyordu. O Ramazan için Ürdün’den gelmiş bir aile, bizim mahallede oturuyorlar. Yaşlı bir baba ile iki oğlu her gün teravihe geliyorlar. Namazı Ravza-i Nebevî’de, mihraba yakın bir yerde, onlar hemen önümde, birlikte kılıyoruz. Yine bir gün namazda, Şeyh Eyyub yirmi beşinci cüzü okuyordu: “Hâ mîm ayn sin kâf…” diye başlarken, bayâtî makamında, çok hazin bir başlayışla başladı

  1. Hâ. Mîm.
  2. Ayn. Sîn. Kaf.
  3. Azîz ve hakîm olan Allah, sana ve senden öncekilere işte böyle vahyeder.
  4. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O yücedir, uludur.
  5. Neredeyse yukarılarından gökler çatlayacak! Melekler de Rablerini hamd ile tesbih ediyorlar ve yerdekiler için mağfiret diliyorlar. İyi bilin ki Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
    ” Bu ayet-i kerimeyi okuyordu. Önümdeki ihtiyar birden yere düştü… İki oğlu selam verdiler. Yanımızda zemzem bidonu vardı. Hemen zemzem getirdiler. Saftaki insanlar da tuhaf oldular; acaba öldü mü, filan diye.. Bir şeyler konuştular. İhtiyar,oğullarına, “Namazınıza devam edin.” Diye eliyle işaret etti. Sağ tarafına yatırdılar. Birisi abasını çıkardı, başının altına koydu. İhtiyar bir taraftan ağlıyordu… Namaz bitti. Herkes “Geçmiş olsun, geçmiş olsun!” dediler, gitti. Ben kaldım. İhtiyar, için için, sessiz sessiz oağlamaya devam ediyordu. Yaklaştım: “Geçmiş olsun, amca. Hayırdır inşaAllah?” dedikten sonra, yavaşça nezaketle sordum: “Amca, ayet-i kerime mi dokundu; seyyidina Ömer’e de böyle olmuştu. Ve’t-Tûr suresini birisi okuyormuş. Hazret-i Ömer de böyle düşüp kalmış…” Ben böyle, “Ayet-i kerimeler mi dokundu amca?…” deyince ihtiyar ağlayarak şu cevabı verdi: “Yestağfîrûne li-men fi’l-ard… Yeryüzündeki müminlere melekler istiğfar ederler, Allah’tan onların günahlarının affını niyaz ederler… Bu ayeti kerimeyi Şeyh Eyyub okurken, baktım” dedi: “Mihrapta Peygamber-i Zîşan’ı gördüm: Melekler ümmetime dua ederler, istiğfar ederler de ben etmem mi diyor; mihrapta dua ediyordu… Gözümün önünde öylece tecelli etti; dayanamadım,ayaklarım taşıyamadı, yıkıldım…..” ~ Üstad Ali Ulvi Kurucu Hatıralar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir