Asr-ı Saadet Hanım Efendilerinin örnek hayatları;
İlklerin ilki olan Hatice validemiz radıyallahu anha hanım sahabelerimizin nasıl iyi bir eş,iyi bir anne,iyi bir hanım olduklarını en önemlisi de Allahu Teâlâ’ya nasıl iyi bir kul olduklarının örneklerini hep birlikte okuyacağız.İlk konuşmamız gereken insan ilklerin İlki olan ilk kahramanlardan olan Hz Hatice validemiz radıyallahu anha “Endişe duyma Allah Celle celaluhu Seni mutlaka muhafaza eder.Çünkü Sen akrabalarını görüp gözetirsin, düşkünlerin elinden tutar ihtiyacı olanları giydirirsin.Senin misafirin hiç eksik olmaz sürekli Hakk’ın peşindesin ve hayır yollarında kendisi adamış birisisin . Bu sözler Hira’daki vuslatın ardından Allah resûlü sallallahu aleyhi ve sellem’e söylenmiş sözlerdir.Hatice validemiz radıyallahu anha ilk defa karşılaştığı böyle bir durum karşısında bu kadar metanetli bir şekilde bu kadar kendinden emin kesin bir tavır ortaya koyarak bu sözleri söyleyebilen Hatice validemiz radıyallahu anha nasıl bir insan nasıl bir mümin nasıl bir mekanda büyümüş hayatına bir göz atalım. Hatice validemiz radıyallahu anha Ebrehe’nin Kabe’ye saldırmasından 15 yıl önce Mekke’de dünyaya gelmiş.Babası Huveylid Bin Esed annesi Fatıma Bint Zaide’dir.Babası Mekke’nin en şerefli lerinden kendisine fikir danışılan büyük insanlardan birisidir. Dedesinin evi Kabe’ye çok yakın olduğu için ona Kabe’nin süt kardeşi anlamında radiya tül Kabe denilmiştir.Çünkü sabah güneşinde Kabe’nin gölgesi onun dedesinin evine yansır ikindi güneşinde ise dedesinin evinin gölgesi Kabe’ye yansırmış. Hatice validemizin radıyallahu anha büyüdüğü mekanlar böyle mekanlard.Peki çevresinde kimler var nasıl insanlar var onun çevresinde yeğenleri çok önemli çok kıymetli o dönemde cahiliye döneminde kendisine güvenilen insanlardan birisi Ebu’l As Emin diye vasıflandırılmış bir başkası Hakim İbn Hizam diye vasıflandırılmıştır .Efendimiz aleyhissalatu vesselam’ında peygamberlik döneminden önceki arkadaşlarından yine Zübeyr Bin Avvâm Hatice validemizin radıyallahu anha yeğenlerinden bir tanesi Efendimiz aleyhissalatu vesselam’ın kendisine havarim dediği bir insandır. Bir başkası da amcasının oğlu Varaka Bin Nevfel’dir.Herkesin tanıdığı Varaka Bin Nevfel İncil’i ve Tevrat’ı çok iyi bilen İbranice asıllarından okuyan dinin bütün emirlerini çok iyi bilen ve Hatice validemizin radıyallahu anha kendisine sürekli danıştığı onun bilgi kaynağı olan bir insandır.Hatice validemiz radıyallahu anha sürekli böyle İbrahimi geleneğin sohbetlere konu olduğu dini bir ortamda yetişmiştir. Çevresinde Varaka Bin Nevfel’inde anlatmasıyla sürekli yeni gelen en son gelecek olan bir Nebî’ den söz ediliyor. O konuşuluyor, O anlatılıyor,O’nunla alakalı olaylar sürekli dile getiriliyordu.Dolayısıyla kendisi Efendimiz aleyhisselatu vesselam’ın bütün özelliklerini en ince detaylarına kadar öğrenmişti. Huyundan, kavmetine, boyundan, asaletine bütün vasıflarını öğrenmiş onun kulağına fısıldanmış ve bu fısıltılarla büyümüş yetişmiş Efendimiz aleyhissalâtü vesselâm’a doğru hazırlanmıştır. Hatice validemizin radıyallahu anha Efendimiz aleyhisselatu vesselam’dan önce başından iki evlilik geçmiş bunlardan bir tanesinden birincisinden iki tane çocuğu olmuş. Ebu Hale ve Hind isminde iki oğlu var bir diğerinden ise Hind isminde bir kızı var.Allah’ın takdiri o ki; bu evliliklerin ikisi de kısa sürmüş . İlk eşi çok büyük servet bırakarak vefat etmis.Hatice validemiz Mekke’de çok zengin uluslararası bir ticari zemine sahip Şam’da Gazhani memleketlerinde ticaretler yapan her yerde adamlar çalıştıran öyle şerefli bir kadın.Kendisi cahiliye döneminde yetişmiş olmasına rağmen cahiliyenin kirine pasına hiç bulaşmamış, bataklıklar içerisinde büyümüş bataklıklar içerisinde açan bir gül misalidir.Çok nezih nezahet sahibi olduğu için çok temiz olduğu için tertemiz manasında ona Tahire ismi verilmiştir.Yine Kureyş hanımlarının içerisinde hanımefendi olduğu için Seyide ismi de verilmiştir.Ufku çok açık engin görüşlü, çok derin düşüncelere olduğu içinde kendisine ceyyide denilmiştir.Yani o hanımlar içerisinde hanımefendiler içerisinde yerini çok güzel bir şekilde belli etmiş en şereflilerden Şeref ve İzzet olarak zirveleri tutmuş bir insandır. Hatice validemizin hayatında sürekli ilahi yönlendirmeler olmuş mesela kendisi sürekli farklı rüyalar görüyor rüyasında bir gün gökten bir güneşin veya ayın hanesine girip sinesine girdiğini oradan da bütün dünyayı aydınlattığını görüyor.Tabii ki Bu rüyayı hemen gidip amcasının oğlu Varaka bin Nevfel”e anlatıyor. Varaka bin Nevfel’de şu şekilde yorumluyor rüyasını; Ey Hatice muhakkak ki sana bir nur nasip olacak. Bu senin için bir hayırdır ve o nur senin evinde olacak bu ikram Allah’ın sana bir ikramıdır.Bu nübüvvet nuru’dur diyor. Fakat bu Hatice validemizi çok memnun etmiyor biraz daha detaylı istiyor biraz daha açıklanmasını istiyor.Varaka bu sefer şöyle yorum yapıyor.Diyor ki ;Asr-ı Saadet son peygamber beklenmesi gereken peygamber zuhur etmiştir ve bu senin hanende olacak ve sen O’nunla evleneceksin .İlk vahiy onunla birlikte kabul edeceksin bu peygambere eş olacaksın diyor Hatice validemize bu kadar açık ve net bir şekilde o da diyor Kureyşten’dir ve Haşimoğulları’ndandır.İşte bu tebliğinden sonra Hatice validemizin içi biraz daha yatışıyor yine rüyalardan başka başka olaylarda gerçekleşiyor etrafında bir gün Mekkeli hanımlar kendi aralarında bayram kutlamaları yaparlarken hiç tanımadıkları bir insan gelip onlara sesleniyor ey Kureyş kadınları yakında aranızdan bu kavmin içerisinden birisi peygamber olduğunu söyleyecek kimin onunla evlenmeye gücü yeterse mutlaka evlensin diyor.Kadınlar hiç ilgilenmiyorlar onunla kimisi diyor ki bu adam deli midir nedir ?Kimisi taşlıyor hiç ilgilenmiyorlar fakat söz sahibine ulaşıyor. Çünkü Hatice validemizin radıyallahu anha beklediği bir şey bu olaylar ona hep bir tarafa doğru yönlendiriyor ve o artık iyice kanaat getiriyor ki bu Nebî sallallahu aleyhi vessellem gelecek kendisi de onu yakın olabilmek için elinden gelen her şeyi yapıyor.Sürekli bu yaşadıklarını başına gelen bu olayları gidip amcasının oğlu Varaka bin Nevfel ile paylaşıyor ondan bilgi alıyor ve kanaati içindeki biraz daha kesinleşiyor. Hatice validemiz radıyallahu anha bu şekilde rüyalarla bu şekilde olaylarla yoğrulurken artık adres bilgileri gösteriyor ve o da bir plan yapıyor Hz Hatice validemiz radıyallahu anha bir ticaret kervanını tertip ediyor ve bu kervanın başına geçecek birisini arıyor bunu duruyor. Bu haber Ebu talib’in kulağına gidiyor Ebu talip de Efendimiz aleyhissalâtü vesselâm’a gelip Ey oğlum biliyorsun durumu çok iyi değil Hatice radıyallahu anha böyle bir kervan tertip etmiş .Başında Sen’de gitmek ister misin diyor.O da sen bilirsin amcacığım deyince Ebu talip geliyor Hatice validemiz radıyallahu anha geliyor Ey Hatice radıyallahu anha benim bir yeğenim var senin kervanının başında gidebilir.Fakat O çok emindir başkalarına verdiğinin iki katını istiyorum diyorum.Hatice validemiz de ayağına hiç pazarlık yapıyor ne ediyor ki ey Ebu talip eğer sen benden bulurum iki katını isteseydin mutlaka verirdim.Böylelikle Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem ticaret kervanının başında Şam’a doğru yolculuğa çıkıyor. Hatice validemiz onun yanına en yakın hizmetçisi Meysere’yi görevlendiriyor. Onun görevi de yolda meydana gelen olayları birer birer kendisine rapor etmesi.Yolda ilginç hadiseler meydana geliyor bir alışveriş esnasında bir yahudi ile pazarlık esnasında bir kavga çıkıyor.Efendimiz aleyhisselatu vessellem ısrarla putlar üzerine yemin etmeyeceğini söylüyor. Meysere bunları uzaktan izliyor .Çünkü; hanımefendisine rapor edecek yahudi daha sonra diyor Meysere’ye Bu’na dikkat edin bu gelmesi beklenen peygamberdir.Yine yolculuk dönüşünde bir ağacın gölgesinde dinleniyor Efendimiz sav rahip Nasitura geliyor Meysere’ye soruyor. Bu Genç kimdir ?O da Kureyş’den bir gençtir diyor.Hayır diyerek kafasını sallıyor.Siz bilmiyorsunuz O geleceği beklenen Peygamber’dir ..
Çünkü şimdiye kadar bu ağacın gölgesinde peygamberlerden başka kimse dinlenmemiştir diyor ve bütün yolculuk boyunca Efendimiz aleyhisselatu vessellem’ın başında onu gölgeleyen bulut şeklinde iki melek de gözlerden kaçmıyor.Meysere geri döndükleri zaman çok değerli bir ticaret ile olanları bir bir Hatice validemiz radıyallahu anha anlatıyor.Ve artık adres kesinleşiyor Hatice validemiz radıyallahu anha kesin karar veriyor. Efendimiz aleyhissalâtü vessellâm’a evlilik teklifi götürmeye.Bu durumu da arkadaşı Nefise fark ediyor onun durgunluğu fark ediyor.Hatice validemizin radıyallahu anha duygularını Efendimiz aleyhisselatu vessellem gidip açıyor.İkisinin arasında aracılık yapıyor neticede iki tarafın kabulüyle Efendimizin amcaları Hz Hamza,Hz Abbas, Ebu talip gelip Hatice radıyallahu anha validemizi büyüklerinden onu istiyorlar.Bu evlilik bu şekilde her iki tarafın kabulü ile gerçekleşiyor. Tabii Mekke’de herkes çok şaşırıyor çünkü Hatice radıyallahu anha validemize çok fazla insan talip olmuş ama o herkese evlilik kapılarını kapatmış.Evlenmeye ihtiyaç hissetmiyor.Yaşı kemale ermiş uluslararası ticari zeminde bir iş yapan büyük bir iş kadını.Fakat biliyor ki bu son Nebi sallallahu aleyhi vessellem’e yakın olmanın.O’nunla evlenmekten başka çaresi yok. Nihayet Hatice radıyallahu anha validemiz sevincini bir düğün yemeği vererek herkesle paylaşıyor.Bu düğünde de Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem’in süt annesini unutmuyor. Hz Halime’yi onu da davet ediyor ve memleketine giderken ona arkasından kırk koyun gönderiyor. Böylelikle cömertliğini bir kere daha ispat etmiş oluyor. İşte böylece 25 yıl sürecek çok huzurlu fakat sıkıntılı bir evliliğinde temelleri atılmış oluyor. Efendimiz aleyhisselatu vessellem bulunduğu mekanda başlı başına bir huzur kaynağı aynı zamanda Hatice validemizin radıyallahu anha şefkat dolu davranışları da bu ailenin bu yuvanın huzurunu sürekli besliyor.O bir kelime ile dahi olsa bir sözle dahi olsa Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem’i hiç incitmemiş.Sürekli O’nun etrafında pervane gibi dönüyor.O ne söylerse koşulsuz bir şekilde kabul ediyor hiç itiraz etmiyor.O’nu üzmemek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Hizmetçiler tutmuyor ev işlerini yaptırması için kendisi Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem’in hizmetini görüyor. Ev işlerinide kendisi yapıyor.Aralarında herkesi kıskandıran bir samimiyet var bu durum herkesin dikkatini çekiyor ve Ebu talip merak ediyor acaba diyor Hatice radıyallahu anha yeğenime nasıl davranıyor.Bir gün Efendimiz sallallahu aleyhi vessellem’in arkasından kendi cariyesini gönderiyor.Bak diyor nasıl davranıyor bana haber ver ve arkasından takip ediyor Ebu talib’in cariyesi gördüklerini şu şekilde anlatıyor.Gördüklerim diyor çok ilginçti çünkü O sallallahu aleyhi vessellem geldiği zaman Hatice radıyallahu anha yerinden kalktı kapıya doğru yöneldi. Mübarek ellerinden tuttu ve sinesine bastı ve şöyle dedi.Anam babam Sana feda olsun vallahi ben bunu Sen’den başka hiç kimseye yapmam.Ama biliyorum ki;Sen geleceği beklenen Peygamber’sin .Ne olursun o gün geldiği zaman beni ve benim senin yanındaki konumumu unutma!Bana Seni gönderen Allah’a benim için de diyor dua et.Efendimiz aleyhissalatu vessellem şöyle buyuruyor .Ey Hatice eğer o ben isem ve o gün gelirse vallahi sen benim için asla zayi edemeyeceğim fedakarlıklar yaptın. Böyle diyor ve ömrü boyunca Hatice validemize hiç unutmuyor ona sürekli vefalı davranıyor Efendimiz aleyhisselatu vessellam.Bu huzur dolu yuvanın netice de göz nuru ,gönül meyveleri de oluyor. Efendimiz aleyhisselatu vessellam’ın altı tane çocuğu dördü kız ikisi erkek olmak üzere Hatice validemizden dünyaya geliyor.Bu çocuklarla birlikte bu güzel yuva mutlu bir şekilde devam ediyor. Peki nereye doğru devam ediyor artık zaman ilerledikçe Efendimiz aleyhisselatu vessellam’ın halinde bazı değişiklikler meydana geliyor. Kabe putlarla doldurulmuş.Herkes çok koyu bir cahiliye yaşıyor ve Efendimiz aleyhisselatu vessellem çok sıkıntılı günler geçiriyor kendi iç aleminde çok sıkılıyor ve sürekli artık uzaklaşıyor mekke’den ve kabe’den uzaklaşıyor. Yüksek yerlere çekiliyor bir şeyleri beklediği belli bir şeylerin vakti geldiği belli farklı olaylar duyuyor farklı sesler duyuyor.Cibril’in kendisine seslendiğini duyuyor.Selam Sana Ey Muhammed aleyhi salatu vessellem dediğini duyuyor ve bunları hemen gelip Hatice validemizle paylaşıyor.O teselli kaynağı büyük kadın Hatice validemiz radıyallahu anha da sürekli Efendimiz aleyhisselatu vesselam’ı sakinleştiriyor .Diyor ki; Üzülme selam hayırdır mutlaka bunda bir hayır vardır. Yine Efendimiz aleyhisselatu vessellam ağaçların,taşların bütün canlıların kendisine selam verdiğini kendisine hürmet ettiğini söylüyor. Hatice validemiz radıyallahu anha yine diyor ki ; Endişe duyma Allah seni mutlaka koruyacaktır.Başına kötü bir şey gelmeyecektir.Çünkü Sen iyilik yaparsın, çünkü sen hep sözü doğru olansın emanete riayet edensin o yüzden hiç tasalanma bunların hepsinde hayır var diyor.Sürekli bu şekilde Efendimiz aleyhisselatu vessellam’ı sakinleştiriyor.Ve başına bir sıkıntı gelse bir huzursuzluk ortamı olsa geliyor Efendimiz aleyhisselatu vessellam bu huzur dolu yuvada sakinleşiyor orada dinleniyor ve sonra tekrar gitmesi gereken yerlere doğru yola çıkıyor.Evet işte bu şekilde bu olaylarla vahyin öncüleri de kendisini göstermeye başlıyor.Efendimiz aleyhisselatu vessellam’ın Mekke’den ayrılıkları uzuyor bu durum Hatice validemizi rahatsız etse de O’ndan ayrı kalmak hiç hoşuna gitmese de hiçbir zaman itiraz etmiyor hiçbir zaman karşı gelmiyor.Sürekli O’nu geleceği beklenen günlere hazırlıyor ve O’na destek oluyor.Sürekli O’nun yanında oluyor.Efendimiz aleyhissalatu vessellam bu yolculuklarında Nur dağına çıkıyor Nur dağından.Çok yüksek yerlere çıkarak kilometrelerce yol giderek oralarda inzivaya çekiliyor..
Hayırla kalın..